Ana içeriğe atla

Menelaus Teoremi : D

 

Çemberler ve üçgenler, Geometri dalının temel taşları olarak tanımlanabilir. Trigonometrinin, üçgenlerin kenarları arasındaki ilişkileri aktif bir biçimde kullanan bir dal olmasından kaynaklı olarak pek çok değişik kural veya formül olduğunu hepimiz az buçuk biliyoruz. Bugün, burada size bu bağıntılardan birisi olan Menelaus Teoremini açıklayacağım.

 

Şimdi açıklamaya geçmeden önce diyeceksiniz, İlter acaba bu Menelaus Kimdir? Kısaca açıklayayım. Tarihte Menelaus isminde iki farklı tarihsel karakter vardır; bunlardan bir tanesi Truvalı Helen’in kocasıdır, ki konumuz bu değil, diğeri ise İskenderiye’li Menelaus’tur. Sphaerica of Menelaus isimli çalışması, tarih boyunca kayda geçen en eski trigonometri ve küresel geometri çalışmalarından birisidir. Neyse, şimdi gelelim bu Menelaus abimizin yarattığı teorem nedir? Evet efendim, karşınızda “Menelaus Teoremi”

 

Menelaus Teoremi, iki durumda geçerlidir. Bu durumlardan ilki, bir üçgenin iki kenarını ve üçüncü kenarının uzatılmış halini aynı anda kesen bir doğruyu içeren oluşumdur. Sizin için çizdiğim şu illüstrasyon, açıklamada yardım edecektir (Paint nedeniyle biraz tırtıklı olabilir, kusura bakmayın):


 

                Burada (ABC) bir üçgen, |EF||CB|= D, |AB| kenarının uzantısı ile |EF| doğru parçasının kesişimi de F olarak verilmiştir. Menelaus Teoremi’nin geçerli olması için EF doğrusunun, ABC üçgenini çift sayıda yerden (0 da bir çift sayıdır, aşağıda açıklayacağım) kesmesi gerekir. Menelaus Teoremi’ne göre:



Yukarıdaki işleminin sonucu 1 çıkacaktır. Bu bağıntıyı alternatif olarak şu şekilde de yazabiliriz:


     

Menelaus Teoreminin geçerli olduğu bir diğer durum ise: 


 Bu durumda |DF| doğrusu, (ABC) üçgenini hiç kesmez (0 yerden keser, yani çift sayıda yerden keser). Burada da Menelaus teoremi geçerlidir.

 

Şimdiiii, geldik Menelaus Teoremi’nin Ispatına. Literatürde bu teoremin ispatı adına birkaç farklı yol bulunur fakat burada en anlaşılır olanını açıklayacağım.

Bu teoremin ispatı yapılırken |FD| doğru parçasına A, B ve C köşelerinden dikmeler indirilir. Bu dikmelere a, b ve c diyebiliriz:



Bu aşamadan sonra benzer üçgenler üzerinden ispat yapılabilir. Burada tabanı a olan ve F noktasını tepe açısı alan üçgen ile tabanı C olan ve F noktasını tepe açısı alan üçgen benzerdir. Aynı mantık üzerinden c dikmesini taban, D noktasını tepe açısı alan üçgen ile b dikmesini taban, D açısını tepe açısı alan üçgen de benzerdir. Bu durumda benzer üçgenler kurmuş oluruz. Bu üçgenler ve kenar oranları üzerinden şu işlemi çıkarmak mümkündür:

 


 

Yukarıdaki asıl denklemi hatırladınız mı? Bu oran ile yukarıdaki denklemi üst üste getirirsek elimize şu sonuç geçecektir:


 

Bu durumda Menelaus Teoreminin 1’e eşit olduğunu görebiliriz : D


Kullandığım ve okumanızı tavsiye ettiğim kaynaklar: 

https://en.wikipedia.org/wiki/Menelaus%27s_theorem

https://en.wikipedia.org/wiki/Menelaus_of_Alexandria

https://books.google.com.tr/books/about/English_Translation_of_the_Sphaerica_of.html?id=dCnDjwEACAAJ&redir_esc=y

https://www.britannica.com/topic/Sphaerica

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Neden 10'luk sayı sistemi kullanırız? (Sayı sistemlerine bir bakış, ve Sümerliler / Babilliler neden 60 tabanındaki sayı sistemini kullandı?)

 Öncelikle bu blogda neden times new roman kullandığımı bilmiyorum okurlarım, eğer size de garip gelirse affedin :). Şimdi asıl konuya gelelim, "sayı sistemleri" Şimdi okurcuğum, ben sana desem ki kaç tane rakamımız vardır? Muhtemelen dersin bana "10 tane, 0,1,2,3,4,5,6,7,8,9.". Peki ben sana desem ki "Neden 10 tane rakamımız var peki?" İşte bu sorunun cevabı, kullandığımız sayı sisteminden kaynaklanıyor. Şimdi doğrudan doğruya başlığa koyduğum şeylere dalarsam muhtemelen kafamız karışır. Öncelikle sayı sistemlerini örnekleyeyim. Şimdi çift satır boşluk bıraktığımıza göre bir tanımla başlayabilirim bence. Sayı tabanı demek, sayı sisteminizdeki sayıları kaç tane rakam ile oluşturduğunuz demektir. Mesela biz onluk sayı sistemi kullanıyoruz. Bu durumda sayılarımız şu şekilde gider: -11, -10, -9, -8, -7, -6, -5, -4, -3, -2, -1,  0,  1,  2,  3,  4,  5,  6,  7,  8,  9,  10,  11,  12 Kullandığımız onluk sayı sisteminde sayıl...

Dişlilerin Matematiği (Basit makinelerin arkasındaki matematik : D)

     Sanayi devrimini hepimiz az buçuk biliyoruzdur. Bütün o buharlı makineler, hareket eden parçalar, dişliler… Hmm, dişliler. Eveet, dişliler. Bu blogda soruyu biraz erkenden alacağım gibime geliyor. Şimdi diyeceksiniz “Evet İlter, dişliler ama ne oldu işte? Ne dişliler? Neden dişliler?”. Şimdi şöyle ki, dişli oranları; matematik ile iç içe bir mühendislik bölümüdür. Dişli kutuları, transmisyonlar, vitesler vb. her mekanizma, matematiksel birtakım oranlar üzerinden çalışır. Bugün, sizlere dişlilerin altındaki matematiği; hız ve kuvvet değerlerini ve bunların hangi formüller yüzünden farklı şeyler olduklarını açıklayacağım. Kuvvetten kazanç ile yoldan kazanç kavramlarının dişliler üzerinde nasıl işlediğine ve basit makinelerin arkasındaki matematiğe birlikte göz atacağız.        Dişliler, basitçe üzerlerinde dişler olan çarklardır. İki dişlideki dişlerin sayıları farklı olsa da genellikle dişlerin boyutu aynı olur. Yani dişlerin sayısı ile çarkın ...

Pisagor ve Notaların Doğuşu (Demircilikten Nerelere Geldik)

           Notalar fazlasıyla düzenli bir şekilde ilerler, bunu hepimiz biliriz. Ama şahsen çok eminim ki pek az insan notaların nereden geldiğini bilir. Bugün, sizlerle birlikte notaların çıkış hikayesini ve aralarındaki matematiksel oranları inceleyeceğiz.          Notaların çıkış hikayesi, İyonya'lı Pisagor'un demircilerin olduğu bir sokakta gezmesi ile ilişkilendirilir. Pisagor, bazı demirlerin çıkardığı seslerin birbirleriyle uyumlu olduğunu fark eder. Sonrasında bu demirlerin uzunlukları ile çıkarttıkları seslerin birbirleriyle ilişkili olduğunu gözlemler. Notalardaki bu ilişki, bugünkü konumuz olacak (Haftaya da majör ve minör dizilerin ilişkisini inceleyeceğiz. İmkanım olursa uygulamalı olarak da göstermeye çalışacağım : D).          Bu anekdotlarda kullanılan demir çubukların dahil pek çok cisim ani bir darbe aldıklarında veya kuvvete maruz bırakıldıklarında titreme hareketi yaparlar. Bu titreşim ra...