Ana içeriğe atla

Kapıların Matematiği :D

 Şimdi değerli okurlarım, muhtemelen diyeceksiniz "Aha bizim yazar kafayı iyiden iyiye sıyırdı"... Ama yok yahu, demeyin öyle. Şimdi size açıklayayım bakalım, bir kapı üzerinde ne kadar matematik var :D


Şimdi öncelikle kapı dediğimiz şeyi tanımlayalım. Kapıdan kastım bildiğimiz, bir tarafında menteşeleri olan kapı. Yani döner kapı, otomatik kapı, kayar kapı falan değil. Şimdi kapımıza bakalım. Kapımızın bir adet menteşesi, ve bir uzunluğu var. Bu açıdan kapıyı iki ana fiziksel prensip üzerinde işleyebiliriz

1- Kapının açısal momentumu ve arkasındaki matematik

2- Kapının birim çember bazındaki matematiği 

Bu iki ana unsur üzerinde incelendiğinde kapıların aslında matematik ile iç içe yapılar olduğunu kavrayabiliriz. Şimdi her fizik-matematik bloğundan aşina olduğunuz tatlış bişeler geliyor 

nedir sizce?

Evet, sembol tablosu :D

m = kütle

r = yarıçap (ağırlık merkezinin çizdiği çemberin yarıçapı)

w = açısal hız = bir saniyede taranan açı

L = açısal momentum =  kütle.hız.yarıçap = m.v.r

v = çizgisel hız 

m = kütle

I = eylemsizlik momenti = L/w

Sanırsam bu kadar terim ile açıklayabilirim :D


    Şimdi, 1. maddeye bakalım. Bir kapının açısal momentumu. Bir kapının açısal momentumu demek, bir cismin dönüş hareketine devam etme isteği olarak tanımlanabilir. Bir kapının açısal momentumunu oluşturan temel etkenler şu şekilde sıralanabilir:

a- kapının kütlesi

b- kapının çizgisel hızı

c- kapının açısal hızı

d- Kapının eylemsizlik momenti 

e- kapının ağırlık merkezinin yarıçapı 

Bu durumda kapının açısal momentumunu elde edebileceğimiz iki tane formüle sahibiz. 

1- L=I.w

2- L=m.v.r 

İlk formülü ele alırsak bir kapının eylemsizlik momenti ne kadar fazla ise o kapı o kadar zor harekete geçirilir, harekete geçmişse de o kadar zor durur. Yani kapılarda açısal momentumu olabildiğince düşük isteriz. Bir kapının açısal momentumunu azaltmak için:

1- ağırlığı düşük olmalı

2- yarıçapı düşük olmalı

3- ağırlık merkezinin hızı (gerek çizgisel gerek açısal) düşük olmalı.

2. Formülü ele alırsak bu formülün aslında ilk formül ile oldukça benzer olduğunu görürüz. L = (L/W).W, birimleri çevirdikten sonra ise m(w^2)r şeklinde karşımıza çıkar. bu durumda m(w^2)r formülünde göreceğimiz üzere kütle, yarıçap ve açısal hız azaldıkça kapının açısal momentumu da azalır.


Şimdi taaaa en başa dönersek 2. konu başlığından devam edebiliriz: kapının birim çember üzerinde incelenmesi



Kapı, 2 boyutlu bir düzlemde çember çizen bir yapı olarak düşünülebilir. Kapının birim çember sistemine oturtulması, aslında bir önceki maddede yaptığımız işlemden zaman kavramının kaldırılması ile oluşur. Kapının taradığı açı/180 = radyan/pi olacaktır. Pi sayısını da eşitliğin karşısına attığımız zaman (açı.pi)/180, bize radyan cinsinden ölçüyü verecektir. Bu değeri de zamana bölersek kapının açısal hızını buluruz. 

Kapılar hakkında bulabildiğim bütün matematikbu kadar. Umarım yeterince enteresan olmuştur :D



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Neden 10'luk sayı sistemi kullanırız? (Sayı sistemlerine bir bakış, ve Sümerliler / Babilliler neden 60 tabanındaki sayı sistemini kullandı?)

 Öncelikle bu blogda neden times new roman kullandığımı bilmiyorum okurlarım, eğer size de garip gelirse affedin :). Şimdi asıl konuya gelelim, "sayı sistemleri" Şimdi okurcuğum, ben sana desem ki kaç tane rakamımız vardır? Muhtemelen dersin bana "10 tane, 0,1,2,3,4,5,6,7,8,9.". Peki ben sana desem ki "Neden 10 tane rakamımız var peki?" İşte bu sorunun cevabı, kullandığımız sayı sisteminden kaynaklanıyor. Şimdi doğrudan doğruya başlığa koyduğum şeylere dalarsam muhtemelen kafamız karışır. Öncelikle sayı sistemlerini örnekleyeyim. Şimdi çift satır boşluk bıraktığımıza göre bir tanımla başlayabilirim bence. Sayı tabanı demek, sayı sisteminizdeki sayıları kaç tane rakam ile oluşturduğunuz demektir. Mesela biz onluk sayı sistemi kullanıyoruz. Bu durumda sayılarımız şu şekilde gider: -11, -10, -9, -8, -7, -6, -5, -4, -3, -2, -1,  0,  1,  2,  3,  4,  5,  6,  7,  8,  9,  10,  11,  12 Kullandığımız onluk sayı sisteminde sayıl...

Dişlilerin Matematiği (Basit makinelerin arkasındaki matematik : D)

     Sanayi devrimini hepimiz az buçuk biliyoruzdur. Bütün o buharlı makineler, hareket eden parçalar, dişliler… Hmm, dişliler. Eveet, dişliler. Bu blogda soruyu biraz erkenden alacağım gibime geliyor. Şimdi diyeceksiniz “Evet İlter, dişliler ama ne oldu işte? Ne dişliler? Neden dişliler?”. Şimdi şöyle ki, dişli oranları; matematik ile iç içe bir mühendislik bölümüdür. Dişli kutuları, transmisyonlar, vitesler vb. her mekanizma, matematiksel birtakım oranlar üzerinden çalışır. Bugün, sizlere dişlilerin altındaki matematiği; hız ve kuvvet değerlerini ve bunların hangi formüller yüzünden farklı şeyler olduklarını açıklayacağım. Kuvvetten kazanç ile yoldan kazanç kavramlarının dişliler üzerinde nasıl işlediğine ve basit makinelerin arkasındaki matematiğe birlikte göz atacağız.        Dişliler, basitçe üzerlerinde dişler olan çarklardır. İki dişlideki dişlerin sayıları farklı olsa da genellikle dişlerin boyutu aynı olur. Yani dişlerin sayısı ile çarkın ...

Pisagor ve Notaların Doğuşu (Demircilikten Nerelere Geldik)

           Notalar fazlasıyla düzenli bir şekilde ilerler, bunu hepimiz biliriz. Ama şahsen çok eminim ki pek az insan notaların nereden geldiğini bilir. Bugün, sizlerle birlikte notaların çıkış hikayesini ve aralarındaki matematiksel oranları inceleyeceğiz.          Notaların çıkış hikayesi, İyonya'lı Pisagor'un demircilerin olduğu bir sokakta gezmesi ile ilişkilendirilir. Pisagor, bazı demirlerin çıkardığı seslerin birbirleriyle uyumlu olduğunu fark eder. Sonrasında bu demirlerin uzunlukları ile çıkarttıkları seslerin birbirleriyle ilişkili olduğunu gözlemler. Notalardaki bu ilişki, bugünkü konumuz olacak (Haftaya da majör ve minör dizilerin ilişkisini inceleyeceğiz. İmkanım olursa uygulamalı olarak da göstermeye çalışacağım : D).          Bu anekdotlarda kullanılan demir çubukların dahil pek çok cisim ani bir darbe aldıklarında veya kuvvete maruz bırakıldıklarında titreme hareketi yaparlar. Bu titreşim ra...