Ana içeriğe atla

Zaman dilimlerinin matematiği

    Eveeet, aslında gerçek hayat ile oldukça alakalı bir konu. Zaman dilimleri. Şimdi sağda solda haberlerde falan hepimiz görüyoruz "Greenwich saati ile saat 06.00'da" deyince Türkiye saatinde 09.00'a denk geliyor gibi cümleleri. Şimdi diyeceksiniz "acaba bunun matematik ile ne alakası var yahu???". Ben de diyeceğim ki "aslında baya alakası var:D". Bugün burada sizlere zaman dilimlerinin matematiğini açıklamaya çalışcağım :D

    Şimdi, üzerinde yaşadığımız gezegen, bir gününü 24 saatte tamamlıyor. Eğer dünya üzerindeki her ülke aynı saate sahip olsaydı siz saat 07.00'da gece yarısını yaşarken farklı bir ülke yerel saatine göre saat 07.00'da öğlen sıcağına maruz kalabilirdi. Bunu engellemek için dünyada GMT -11'den GMT+12'ye uzanan 24 tane zaman dilimi oluşturulmuştur. 

Bu zaman dilimlerinin GMT +0 olarak kabul edildiği yer, İngiltere'de bulunan Greenwich gözlemevidir. Zaten GMT'nin açılımı Greenwich Mean Time şeklindedir. bu 24 saat ve 24 zaman dilimi ve dünyanın çevresine baktığımızda bu zaman diliminin şu şekilde işlediğini görebiliriz:

Dünya, 24 saatte 360 derece açı tarar. Bu da dünyanın kendi etrafında her saatte 15 derece döndüğü anlamına gelir. 

Dünyanın çevresi ekvatorda 40.075 kilometre olarak ölçülmüştür. Yarıçapı ise ekvatorda 6371 kilometre olarak ölçülmüştür. Bu durumda 2.pi.r formülünden gidersek Dünyanın yarıçapı 40.030'a yakın bir değer çıkacaktır. Burada hata payı olduğunu söyleyebiliriz. 

40.075'i 24'e bölersek her 1670 km'de 1 zaman dilimi 1 ilerler. 

Zaman dilimlerinin arkasındaki matematik, gördüğünüz üzere oldukça basit sayılır :D

 



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Neden 10'luk sayı sistemi kullanırız? (Sayı sistemlerine bir bakış, ve Sümerliler / Babilliler neden 60 tabanındaki sayı sistemini kullandı?)

 Öncelikle bu blogda neden times new roman kullandığımı bilmiyorum okurlarım, eğer size de garip gelirse affedin :). Şimdi asıl konuya gelelim, "sayı sistemleri" Şimdi okurcuğum, ben sana desem ki kaç tane rakamımız vardır? Muhtemelen dersin bana "10 tane, 0,1,2,3,4,5,6,7,8,9.". Peki ben sana desem ki "Neden 10 tane rakamımız var peki?" İşte bu sorunun cevabı, kullandığımız sayı sisteminden kaynaklanıyor. Şimdi doğrudan doğruya başlığa koyduğum şeylere dalarsam muhtemelen kafamız karışır. Öncelikle sayı sistemlerini örnekleyeyim. Şimdi çift satır boşluk bıraktığımıza göre bir tanımla başlayabilirim bence. Sayı tabanı demek, sayı sisteminizdeki sayıları kaç tane rakam ile oluşturduğunuz demektir. Mesela biz onluk sayı sistemi kullanıyoruz. Bu durumda sayılarımız şu şekilde gider: -11, -10, -9, -8, -7, -6, -5, -4, -3, -2, -1,  0,  1,  2,  3,  4,  5,  6,  7,  8,  9,  10,  11,  12 Kullandığımız onluk sayı sisteminde sayıl...

Dişlilerin Matematiği (Basit makinelerin arkasındaki matematik : D)

     Sanayi devrimini hepimiz az buçuk biliyoruzdur. Bütün o buharlı makineler, hareket eden parçalar, dişliler… Hmm, dişliler. Eveet, dişliler. Bu blogda soruyu biraz erkenden alacağım gibime geliyor. Şimdi diyeceksiniz “Evet İlter, dişliler ama ne oldu işte? Ne dişliler? Neden dişliler?”. Şimdi şöyle ki, dişli oranları; matematik ile iç içe bir mühendislik bölümüdür. Dişli kutuları, transmisyonlar, vitesler vb. her mekanizma, matematiksel birtakım oranlar üzerinden çalışır. Bugün, sizlere dişlilerin altındaki matematiği; hız ve kuvvet değerlerini ve bunların hangi formüller yüzünden farklı şeyler olduklarını açıklayacağım. Kuvvetten kazanç ile yoldan kazanç kavramlarının dişliler üzerinde nasıl işlediğine ve basit makinelerin arkasındaki matematiğe birlikte göz atacağız.        Dişliler, basitçe üzerlerinde dişler olan çarklardır. İki dişlideki dişlerin sayıları farklı olsa da genellikle dişlerin boyutu aynı olur. Yani dişlerin sayısı ile çarkın ...

Pisagor ve Notaların Doğuşu (Demircilikten Nerelere Geldik)

           Notalar fazlasıyla düzenli bir şekilde ilerler, bunu hepimiz biliriz. Ama şahsen çok eminim ki pek az insan notaların nereden geldiğini bilir. Bugün, sizlerle birlikte notaların çıkış hikayesini ve aralarındaki matematiksel oranları inceleyeceğiz.          Notaların çıkış hikayesi, İyonya'lı Pisagor'un demircilerin olduğu bir sokakta gezmesi ile ilişkilendirilir. Pisagor, bazı demirlerin çıkardığı seslerin birbirleriyle uyumlu olduğunu fark eder. Sonrasında bu demirlerin uzunlukları ile çıkarttıkları seslerin birbirleriyle ilişkili olduğunu gözlemler. Notalardaki bu ilişki, bugünkü konumuz olacak (Haftaya da majör ve minör dizilerin ilişkisini inceleyeceğiz. İmkanım olursa uygulamalı olarak da göstermeye çalışacağım : D).          Bu anekdotlarda kullanılan demir çubukların dahil pek çok cisim ani bir darbe aldıklarında veya kuvvete maruz bırakıldıklarında titreme hareketi yaparlar. Bu titreşim ra...